
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/6377 E. , 2016/9752 K.
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
-Tedbir Nafakasının Miktarı Belirlenirken, Eşlerin Ekonomik Gücü İle Müşterek Yaşam Sırasında Davalının Eşine Sağladığı Yaşam Düzeyi Dikkate Alınmalıdır.
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının evli olduklarını, bu evlilikten 2001 d.lu … ve 2008 …isminde müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmeyen bir eş olduğunu, müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin ve çocukların giderleriyle ilgilenmediğini, onlara maddi – manevi destekte bulunmadığını, tarafların ayrı yaşadıklarını belirterek; müvekkili yararına aylık 200 TL, müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150’şer TL’den aylık toplam 500 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde; davacı ile aralarında huzursuzluk olduğunun doğru olduğunu, ancak davacıya şiddet uygulamadığını, 6284 sayılı yasa gereği evden uzaklaştırıldığını, ödeme gücü olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının ayrı yaşamda haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı kadın ve müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 100′ er TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, tedbir nafakası istemine ilişkindir.
4721 sayılı MK.nun 197.maddesine göre; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.
Türk Medeni Kanunu’nda eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacakları hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin “ekonomik güçleri” ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır.
Mahkemece yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ve taraf beyanlarından; davacının apartman temizlik görevlisi olduğu, 4 adet apartmanın temizliğinden aylık 600TL gelir elde ettiği, 350TL kira gideri olduğu, …’ ndan düzenli olmayan yardımlar aldığı; davalının ise temizlik şirketi personeli olarak çalıştığı 1.050TL maaşı olduğu anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının gelir düzeyi ile birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşama standardı nazara alınarak; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, davacı kadın ve müşterek çocukların ihtiyaçları ve davalının geliri ile uygun olmayacak şekilde davacı kadın ve müşterek çocuklar lehine az nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.