İçindekiler
BOŞANMA DAVASINDA İSTENEBİLECEK NAFAKALAR
1-Tedbir Nafakası
Eşler arasındaki evlilik birliği hakim tarafından verilen boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder. Yani boşanma davası açılmış olsa bile evlilik birliği hukuken devam etmektedir. Dolayısıyla boşanma davası süresince eşlerin birbirine olan yardımlaşma yükümlülüğü de devam eder.
Eşin bakım ve yardımlaşma yükümlülüğünün gereği olarak, boşanma davasının devamı süresince diğer eş ve müşterek çocuk için ödenen nafakaya tedbir nafakası (Bknz: Boşanma Davasında Tedbir Nafakası ) denir. Tedbir nafakası hem eş hem de her bir çocuk için ayrı ayrı hükmedilir.
Tedbir nafakası boşanma davası devam ederken istenebilecek bir nafaka türüdür.
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) geçici önlemler başlıklı 169. maddesine göre “ Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” Bu madde gereğince hakim, boşanma davası sırasında maddi olarak zor duruma düşen eş ve çocuk için tedbir nafakasına kendiliğinden hükmedecektir.
Boşanma davası sırasında eşlerin ham kendisi hem de müşterek çocukları için tedbir nafakası talep etme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca TMK’nun 169. maddesi gereğince tarafların talebi olmasa dahi, boşanma davası açıldığında dava süresince eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine, çocukların bakım ve korunmasına yönelik ( Bknz: Çocuğun Bakım Ve Eğitim Giderlerinin Karşılanması ) tüm tedbirleri hakim kendiliğinden almak zorunda olduğu için hakim kendiliğinden tedbir nafakasına da hükmedebilir.
Tedbir nafakasına tarafların kusur durumu dikkate alınmaksızın sadece ekonomik durumları değerlendirilerek hükmedilir.
Tedbir nafakasına boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren hükmedilir.
Tedbir nafakası boşanma davası sonunda verilen kararın kesinleşme tarihine kadar devam eder. Hakim boşanma davasının reddine karar vermiş ise red kararının kesinleşmesine veya boşanma davasının kabulüne karar vermiş ise boşanma kararının kesinleşmesine kadar tedbir nafakası devam eder.
2-Yoksulluk Nafakası
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek eşin, diğer eşten istediği nafakadır.
Yoksulluk nafakası TMK’nun 175. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
Yoksulluk nafakası verilebilmesi için nafaka isteyen eşin kusurunun olmaması veya kusuru olsa bile diğer eşin kusurundan daha ağır olmaması gerekmektedir.
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için eşin bu konuda talebinin olması gerekmektedir. Talep olmadan hakim yoksulluk nafakasına hükmedemez.
Boşanma sonrası yoksulluğa düşecek olması kaydıyla hem erkek hem de kadın yoksulluk nafakası talep edebilir, bu konuda kadın erkek arasında bir ayrım bulunmamaktadır.
Yoksulluk nafakası, eşin geçiminin sağlanması, zaruri ihtiyaçlarının karşılanması, eşin muhtaç duruma düşmesinin engellenmesi için verilmektedir. Ancak yoksulluk nafakasının miktarı belirlenirken nafaka talep eden eşin mali durumu, günün ekonomik koşulları ile birlikte nafaka yükümlüsü eşin mali gücü dikkate alınır.
Yoksulluk nafakası eşlerin boşanmasına karar verildikten sonra geçerli olmak üzere istenebilecek bir nafaka türüdür. Bu nedenle yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar. Boşanma davasında feragat edilmemişse, TMK’nun 178. maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak yoksulluk nafakasının boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da istenilmesi mümkündür.
Yoksulluk nafakasının devam edeceği süre, belirli bir süreyle sınırlandırılmamıştır. Yani nafaka alan eş bu nafakayı belli şartların mevcut olması durumunda süresiz olarak talep edebilmektedir.
3-İştirak Nafakası
TMK’nun 340. maddesinde “ Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.” şeklinde belirtildiği üzere çocuğun yetişmesine ve eğitimine katkı sağlamak anne baba için hukuki bir sorumluluktur. Anne babanın bu sorumluluğu boşanma kararı verilmiş olsa da hatta çocuğun velayeti kendisine verilmemiş olsa da devam eder.
TMK’nun 182/3. maddesinde bu durum şu şekilde belirtilmiştir; “Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” ( Bknz: Çocuğun Bakım Ve Eğitim Giderlerinin Karşılanması )
Kanunun bu düzenlemesine göre çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan anne veya baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerine maddi gücü oranında katılmak zorundadır.
Eşlerin boşanmasına karar verildiğinde çocuk yararına takdir edilen bu nafakaya iştirak nafakası denilmektedir.
İştirak nafakası eşlerin boşanmasına karar verildikten sonra geçerli olmak üzere istenebilecek bir nafaka türüdür.
İştirak nafakası boşanma kararı ile birlikte verilmişse boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren başlar. Boşanma kararından sonra bağımsız olarak iştirak nafakası davası açılması halinde iştirak nafakası davanın kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren başlar.
TMK’nun 328. maddesi gereğince “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Bu maddeye göre iştirak nafakası müşterek çocuk 18 yaşını doldurana kadar yani reşit olana kadar devam eder, çocuk reşit olduğunda iştirak nafakası kendiliğinden sona erer.
Boşanma davasında hakim, çocuklar için nafaka konusunda talep olmasa da iştirak nafakasına hükmedebilir.
İştirak nafakasını velayet kendisine bırakılan, çocuğa fiilen bakan eş talep edecektir. Eğer çocuk vesayet altında ise ( Bknz: Vesayeti Gerektiren Haller ) iştirak nafakasını çocuğun vasisi talep edecektir. Ayırt etme gücünü sahip velayet altındaki çocuğunda bu davayı açabileceği kabul edilmektedir.
Ankaranın başarılı ve deneyimli boşanma avukatlarından olan Avukat Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi olarak bu yazımızda, boşanma davasında istenebilecek nafakaların ne olduğu konusu ele alınmıştır. Boşanmaya karar verildiğinde akla gelen ilk konulardan birisi eşlerin ve çocuklarının geçiminin nasıl sağlanacağı ve nafaka bağlanmasıdır. Nafakaya ilişkin ayrıntılı bilgiler bu yazımızda yer almaktadır. Tarafların hak kaybına uğramaması ve bu zorlu süreci daha iyi atlatabilmeleri için eşler arasındaki uyuşmazlıkların alanında uzman avukatlarla birlikte gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada Ankara Boşanma Avukatı Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi bilgi ve tecrübesiyle hukuki sorunlarınızın çözümünde danışmanınız ve desteğiniz olacaktır.