İçindekiler
TERK İHTARININ SONUÇ DOĞURMADIĞI DURUMLAR
Daha önceki yazılarımızda terk nedeniyle boşanma davasının hangi durumlarda açılabileceği ( Bknz: Terk Nedeniyle Boşanma ) ve terk nedeniyle boşanma davası açılması için gereken hususların ne olduğuna ayrıntısıyla değinmiştik. Belirttiğimiz üzere terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için bulunması gereken en önemli koşullardan birisi dava açmadan önce terk ihtarı gönderilmesidir. Terk ihtarı gönderilmesi, dava şartlarından birisidir. Yani terk ihtarı gönderilmeden terk nedeniyle boşanma davası açılamayacak, açılmış ise dava reddedilecektir.
Terk ihtarında yer alması gereken hususların ne olduğu ayrıntılı olarak diğer yazımızda ( Bknz: Terk İhtarı ) yer almaktadır. Kısaca değinmek gerekirse terk ihtarında; eşin davet edildiği evin açık adresinin gösterilmesi, eşin konuta rahatça girebilmesi için davet edildiği evin anahtarının bulunduğu veya bırakılacağı yerin gösterilmesi, davet edilen eşin yol giderlerinin eşe konutta ödemeli olarak gönderilmesi ve ihtara uymamanın sonuçlarının belirtilmesi gerekmektedir.
Burada önemle durulması gereken konu şudur;
Terk ihtarı gönderilmesi her zaman terk nedeniyle açılan boşanma davasının kabul edilmesi sonucunu doğurur mu? Usulüne uygun gönderilen terk ihtarı her zaman sonuç doğurur mu? Terk ihtarının sonuç doğurmadığı haller var mıdır? Terk ihtarının geçersiz olmasına neden olan durumlar nelerdir?
Gerçekten de usulüne uygun olarak gönderilen terk ihtarı her zaman sonuç doğurmayacaktır. Terk ihtarının gönderilmesi her zaman terk nedeniyle açılan boşanma davasının kabulü sonucunu doğurmaz.
Terk ihtarı, ihtarın amacına ulaşmadığı durumlarda sonuç doğurmayacak, terk nedeniyle açılan boşanma davası reddedilecektir.
Terk ihtarının sonuç doğurmayacağı durumlar şunlardır:
1-Eşin, Davet Edilen Konuta Girememesi
Terk ihtarı gönderildikten sonra tanınan 2 aylık süre içerisinde davet edilen eşin her zaman konuta rahatça girebilmesinin sağlanması gerekmektedir. Yani terk ihtarı gönderen (eşine evine dönmesi için çağrıda bulunan eş), 2 aylık eve dönme süresi içerisinde evi her an hazır bulundurmakla, eşin eve girebilmesi için gerekeni yapmakla yükümlüdür.
Bunun için, ihtarı gönderen eşin evde her an hazır bulunması gerekir. İhtar gönderen eş her zaman evde olmayacaksa davet edilen eş ile arasında husumet olmayan birisinin sürekli evde bulunması gerekmektedir. İhtar gönderen eş veya bir başkası konutta her an hazır bulunamayacaksa ihtarda eşin davet edildiği evin anahtarının bulunduğu veya bırakılacağı yerin de gösterilmesi ve anahtarın bu yere 2 ay boyunca bırakılması gerekmektedir.
Burada amaç davet edilen eşin 2 ay süre boyunca her an eve girmesine imkan sağlamaktır.
Şayet davet edilen eş eve giremezse ihtar sonuç doğurmayacak ve eşin eve dönmediği ileri sürülerek terk sebebiyle boşanma davası açılamayacak, açılan dava reddedilecektir. Davet edilen eşin tekrar tekrar eve gitme yükümlülüğü yoktur, bu durumun bir defa olması dahi terk sebebiyle boşanma davası açıldığı takdirde davanın reddedilmesine neden olur.
Davet edilen eşin eve girememesinin nedeni ihtar gönderen eşin veya davet edilen eş ile husumeti olmayan birinin evde bulunmaması olabilir. Davet edilen eşin 2 aylık süre boyunca her an dönme hakkı bulunduğundan ona kapıyı açacak, eşi içeri alacak birinin evde sürekli olması gerekmektedir. Davet edilen eşe bugün evde değiliz, yarın gel, 2 gün sonra gel, başka zaman gel gibi söylemde bulunulamaz. Bu şekilde ihtar istemi sonuçsuz kalacak, davet edilen eşin konuta girmesinin, dönülmesinin engellendiği kabul edilecektir.
2 aylık eve dönme süresi boyunca davet edilen eş ile arasında husumet, anlaşmazlık, çekişme bulunan birinin evde birinin evde bulunması durumunda ihtar istemi sonuçsuz kalacaktır.
Evde bulunmasına rağmen eve dönen eşine kapıyı açmayan, içeriye girmesine engel olan, eşini kovan, ona hakaret eden veya gelirse kapıyı açmayacağına dair haber gönderen eşin gönderdiği ihtar sonuç doğurmayacaktır.
Evin anahtarının ihtarda gösterilen yere bırakılmaması, anahtar bırakıldıktan sonra kilidin değiştirilmesi durumunda da ihtar sonuçsuz kalacaktır.
2-Eşin Haklı Sebeplerle Boşanma Davası Açması
Terk ihtarının tebliğinden önce açılmış bir boşanma davası varsa gönderilen terk ihtarı sonuç doğurmayacaktır. Zira boşanma davası açıldıktan sonra dava süresi boyunca eşlerin ayrı yaşama hakkı mevcuttur.
Terk ihtarının tebliğinden sonra, 2 aylık eve dönme süresi içerisinde konuta davet edilen eş tarafından haklı nedenle boşanma davası açılması durumunda da gönderilen terk ihtarı sonuç doğurmayacaktır.
Örneğin; kadın görmüş olduğu fiziksel şiddet, kötü muamele nedeni ile evden ayrılmış ve henüz boşanma davası açmamış olabilir. Erkek tarafından kadına gönderilen terk ihtarının tebliğinden sonraki 2 aylık süre içerisinde kadın fiziksel şiddet, kötü muamele nedenlerine dayalı yani haklı sebeplerle boşanma davası açtığı takdirde erkek tarafından gönderilen terk ihtarı sonuç doğurmayacaktır.
Ancak eve davet edilen eş, sırf gönderilen terk ihtarını geçersiz kılmak amacıyla, ortada haklı bir sebep bulunmazken boşanma davası açmış ise bu durumda terk ihtarı sonuç doğuracak ve terk nedeniyle boşanma davasının kabulüne karar verilecektir. Zira sırf ihtar kararını geçersiz kılmak amacıyla açılan boşanma davası hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Örneğin; evden ayrılan kadına erkek tarafından gönderilen terk ihtarının tebliğinden sonra 2 aylık süre içerisinde kadın tarafından boşanma davası açılmış ve bu dava takipsiz bırakılmışsa bu davanın sırf ihtar kararını geçersiz kılmak için açıldığı kabul edilebilecektir. Yahut kadın tarafından açılan boşanma davasında kadının haklılığı ispatlanamamış ise yine bu davanın sırf ihtar kararını geçersiz kılmak için açıldığı kabul edilebilecektir.
3-Eşin Haklı Mazeretinin Bulunması
Terk ihtarının davet edilen eşe tebliğinden sonra 2 aylık eve dönme süresi içerisinde davet edilen eşin eve dönmesine engel olacak, ihtara uymamasını haklı gösterecek mazereti bulunabilir. Eşin haklı mazeretinin bulunması ve bu mazeretin varlığının ispatlanması durumunda terk ihtarı sonuç doğurmayacak ve terk nedeniyle açılan boşanma davasının reddine karar verilecektir.
Mazeretin ne olduğu konusunda önceden belirlenmiş kıstaslar bulunmamaktadır. Haklı mazeretin olup olmadığı her somut olaya göre belirlenecektir. Ancak bir hususun haklı mazeret olarak kabul edilmesi kişisel düşünceye göre değil genel kabule göre belirlenecek olup en nihayetinde mazeretin haklı olup olmadığına hakim tarafından karar verilecektir.
Örneğin; davet edilen eşin askerde olması, ceza evinde olması, yurt dışında görevde olması, hastanede yatıyor olması, eğitim engelinin olması, kar nedeniyle ulaşımın kapalı olması gibi durumlar haklı mazeret olarak değerlendirilir.
Davet edilen eşin ihtarın tebliğinden sonra hastalanması ve tedavi görmeye başlaması da haklı mazeret olarak kabul edilebilir. Ancak eşin hastalığının seyahat etmesini engeller derecede olması veya hastalığının dönmeyi engel nitelikte olması yahut tedavisinin ancak bulunduğu yerde mümkün olması gerekmektedir. Benzer şekilde müşterek çocuklarının da bu süre içerisinde hasta olması haklı mazeret olarak kabul edilir.
Davet edilen eşin veya ortak çocuğun hastalığı 2 aylık dönme süresinin bitmesine çok az bir zaman kala sona ermişse eve dönme için kalan zamanın çok kısalmış olması nedeniyle ihtar geçersiz sayılabilir.
Yukarıda bahsettiğimiz haklı mazeretler davet edilen eş yönünden geçerlidir. Terk ihtarı gönderen eşin 2 aylık sürçte mazeretinin bulunması (Örneğin; askerde olması, görev nedeniyle yurt dışında olması, hastanede yatması, ceza evinde olması vs.) terk ihtarının geçersiz olması sonucunu doğurmaz. Zira davet edilen eşin eve dönme süresi içerisinde konuta girmesi imkanın mevcut olması (örneğin anahtarın terk ihtarında belirtilen yere bırakılması) yeterlidir. Ancak evin yaşamaya hazır şekilde bulundurulması ve davet edilen eşin evde tek kalacağı gözetilerek endişe ve kaygı verici olmaması, güvenli olması gerekmektedir.
Davet edilen eşin akıl hastası olması durumunda gönderilen terk ihtarı sonuç doğurmayacaktır. Zira eve dönmeme iradi olarak gerçekleşmelidir. Akıl hastası kişinin evi terk etmesi veya eve dönmemesi iradi, kusurlu bir hareket sayılamaz. Benzer şekilde eve dönme süresi içerisinde davet edilen eşin psikolojik rahatsızlığının bulunması ihtarı geçersiz kılabilir. Burada psikolojik rahatsızlığın boyutu, iradeyi ortadan kaldırıp kaldırmadığı, tedavi yönteminin ne olduğu ve ne kadar sürdüğü önem taşır. ( Bknz: Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma )
Ankaranın başarılı ve deneyimli boşanma avukatlarından olan Avukat Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi olarak bu yazımızda, terk ihtarının sonuç doğurmadığı durumlar konusu ele alınmıştır. Boşanma davaları arasında en çok karşılaşılan boşanma türlerinden birisi de terk nedeniyle boşanmadır. Evi terk eden eşe gönderilecek terk ihtarında bulunması gereken unsurları tamamının yer alması, terk ihtarının doğru zamanda ve doğru şekilde gönderilmesi terk ihtarının geçerli olması için önemlidir. Ancak terk ihtarının sonuç doğurmadığı bazı özel durumlar da bulunmaktadır. Tarafların hak kaybına uğramaması ve bu zorlu süreci daha iyi atlatabilmeleri için eşler arasındaki uyuşmazlıkların alanında uzman avukatlarla birlikte gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada Ankara Boşanma Avukatı Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi bilgi ve tecrübesiyle hukuki sorunlarınızın çözümünde danışmanınız ve desteğiniz olacaktır.