
BOŞANMADAN SONRA ÇOCUĞUN SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ
Çocuğun soyadı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 321. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.”
Buna göre evlilik içinde doğan çocuk yani anne ve babası evli olan çocuk, aile soyadını alacaktır. Çocuğun aile soyadını alması için ayrı bir işlem yapılması gerekli değildir, evlilik içinde doğan çocuğun nüfusa kaydedilmesiyle beraber soyadı olarak ailesinin soyadı kendiliğinden kaydedilir.
Evlenme halinde kocanın soyadı ve çocuğun evlilik içinde doğması halinde babasının soyadı aile soyadı olarak kabul edilir.
Eşler arasında devam eden bir boşanma davası olması ve boşanma davası devam ederken çocuğun doğması halinde, evlilik birliği henüz sona ermediği için çocuk evlilik birliği içinde doğmuş olarak kabul edilecek ve TMK’nun 321. maddesi gereğince çocuğun soyadı aile soyadı olacaktır.
Anne ve babanın boşanması halinde çocuğun hukuki durumunda çeşitli değişiklikler olmaktadır.
Anne ve babanın boşanması halinde çocukların soyadı ne olacaktır? Boşanma sonucunda çocukların soyadı değişir mi? Boşanmanın çocukların soyadına etkisi var mıdır?
Önemle değinmek gerekir ki anne ve babanın boşanması çocukların soyadını değiştirmez. Yani eşlerin boşanmasının çocukların soyadına bir etkisi olmaz. Eşler boşansa bile çocukların soyadı değişmez, aynı kalır, çocuklar babasının soyadını taşımaya devam eder. Zira boşanma çocukların soyadını ve soybağını etkileyen bir durum değildir.
Ancak çocuğun babasının soyadını taşıması özellikle boşanma sonunda çocuğun velayetinin anneye verilmesi durumunda bazen sorunlara neden olabilmektedir.
Zira boşanan kadın eski soyadını (bekarlık soyadını) geri alacaktır. Ama boşanma sonunda çocuk babasının soyadını taşımaya devam edecektir. Bu durumda anne ile velayeti anneye bırakılan çocuk farklı soyadları taşıyor alacaktır.
Çocuğun velayetinin annesine veya babasına bırakılması çocuğun soyadını etkiler mi? Çocuğun velayetinin annesine veya babasına bırakılması çocuğun soyadını etkilemez. Çocuğun velayeti annesine de babasına da bırakılsa çocuk babasının soyadını taşımaya devam eder.
Çocuğun velayetinin anneye bırakılması halinde çocuk annesinin yanında yaşayacak, annesinin bakım ve gözetiminde olacak ve çocuğun yasal temsilcisi annesi olacaktır. Anne ile çocuğun farklı soyadını taşıması hukuki işlemlerde bazı sorunlara neden olabilir. Hatta bazen bu durum çocuğu psikolojik açıdan da etkileyebilir. Hem çocuk ile anne arasındaki bağı zedeleyebilir hem de çevredekilerin arkadaşlarının okuldaki kişilerin çocuğun anne babasının boşanmış olduğunu öğrenmesine neden olur. Bu durum bazen çocuğu istemediği durumlara sokabilir. Ayrıca, anneyle çocuğunun soyadının farklı olması, anneyi ve çocuğu toplumsal baskı ile karşı karşıya getirebilir.
Velayet hakkına sahip olan annenin çocuğun soyadının değiştirilmesini isteme hak ve yetkisi var mıdır? Anne çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilebilir mi?
Velayet hakkına sahip olan anne çocuğun yasal temsilcisi olacak, çocukla ilgili kararları tek başına alıp uygulayabilecek ve çocukla ilgili hukuki işlemleri tek başına yapabilecektir. Ancak annenin çocuğun soyadını değiştirme, çocuğa kendi soyadını verme yetkisi yoktur. Yani anne boşanma kararından sonra nüfus müdürlüğüne giderek çocuğun soyadını kendi soyadı ile değiştiremez. Çocuğun velayeti anneye verilmiş olsa da çocuk babasının soyadını taşımaya devam edecektir. Sadece çocukla kişisel ilişki kurma hakkı olan babanın soyadını çocuk taşımaya devam edecektir.
Peki boşanmadan sonra çocuğun soyadının değiştirilmesi mümkün değil midir? Velayet hakkına sahip anne çocuğun soyadının değiştirilmesini dava yoluyla sağlayamaz mı?
Günümüzde sıklıkla boşanma kararıyla çocuğun velayetinin anneye bırakılması durumunda annenin velayet hakkına dayanarak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönünde talepleri olduğu ve bu yönde davalar açıldığı görülmektedir. Velayetin anneye bırakılmasına rağmen çocuğun soyadının babasının soyadı olarak kalması konusunun mahkemelere taşındığı görülmektedir.
Soyadı Kanunu’nun 4.maddesinde yer alan “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır” hükmü Anayasa Mahkemesi’nin 08.12.2011 tarihli ve 2010/119 E., 2011/165 K. sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İşbu kararda “…Anayasanın 10. Eşler, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumdadırlar. Erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmaması, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğurur. Bu nedenle itiraz konusu kural, Anayasa‟nın 10. ve 41. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir…” şeklinde açıklama yapılmıştır.
Bu iptal kararına rağmen çocuğun soyadı babasının soyadı olarak kalmaya devam etmiştir. Zira bu karar velayete sahip olan kadının, çocuğa kendi soyadını verebileceği anlamına gelmemektedir. Bu nedenle anne için bir hak doğurmamış ve çocuğun soyadı babasının soyadı olarak kalmaya devam etmiştir.
Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararı doğrudan velayete sahip olan kadının, çocuğa kendi soyadını verebileceği anlamı taşımamakta ise de Anayasa Mahkemesi diğer kararlarında yer alan” “… velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadının belirleme hakkı da yer almakta olup…” gibi ifadelerle velayet hakkının, çocuğun soyadını belirleme hakkını da kapsadığı kanısında olduğunu göstermiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi bir başka kararında, velayet hakkına sahip olan annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi talebinin reddini, aile hayatına saygı hakkına yapılan bir müdahale olarak görmüştür.
TMK’nun 27. maddesi “Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir…” şeklindedir.
Anayasa Mahkemesi TMK’nun 27. maddesi kapsamında da konuyu değerlendirmiş ve kadının, çocuğunun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi talebinde haklı sebep bulunduğu yönündeki tespitinin önemli olduğunu vurgulamıştır.
Anayasa Mahkemesi’ne çocuğun soyadı konusunda yapılan bireysel başvurular değerlendirilerek ve bu kararlardan yola çıkılarak Yargıtay da aynı yönde kararlar vermeye başlamıştır. Yargıtay; “annenin, çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi talebinin velayete dayanan yetkinin kullanılması olduğunu, çocuğun soyadının belirlenmesi hakkının velayete bağlı olduğunu, erkeğe velayete bağlı olarak tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının cinsiyete dayanan farklı bir muamele oluşturacağını” belirtmiştir.
Ayrıca Yargıtay kararlarında, annenin çocuğun soyadının değiştirilmesine ilişkin talebini engelleyecek yasal düzenleme bulunmadığını da belirtmiştir.
Yargıtay velayet hakkına sahip olan annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi talebini incelerken çocuğun üstün yararını dikkate almaktadır. Yani çocuğun soyadının, annesinin soyadı ile değiştirilmesinin, çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığına bakmaktadır.
Ayrıca velayeti anneye bırakılan çocuğun soyadının değiştirilmesinde haklı sebebin bulunup bulunmadığı da gözetilecektir. Zira TMK’nun 27. maddesi göz önüne alındığında adın (veya soyadının) değiştirilebilmesi için haklı sebebin varlığını aramaktadır.
Yani, velayetin anneye bırakılması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için yeterli bir neden değildir. Çocuk, velayet hakkına sahip olan kişinin soyadını doğrudan almaz.
Çocuğun soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebebin varlığı halinde istenebilecek, burada çocuğun üstün yararı gözetilecek ve soyadı değişikliği ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir.
Çocuğun soyadının değiştirilmesine neden olan haklı sebepler nelerdir? Burada önceden belirlenmiş, sayılmış haklı sebepler yoktur. Hakim duruma, her somut olaya göre sebebin haklı olup olmadığını değerlendirecektir.
Tek başına velayetin anneye bırakılması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir sebep olarak kabul edilmemektedir. Yani anne ile çocuğun farklı soyadları taşıyor olmaları tek başına haklı sebep olarak kabul edilmemektedir.
Haklı sebep kavramı, çocuğun yararı ilkesinden bağımsız değerlendirilemez. Yani ileri sürülen haklı sebep nedeniyle soyadı değişikliği talebinin çocuğun yararına olması gerekmektedir. Örneğin; sırf annenin yararı gerektiriyor diye çocuğun soyadı değiştirilmemelidir. Ya da sırf anne resmi işlemlerde güçlük yaşıyor diye çocuğun soyadı değiştirilmemelidir. Soyadı değişecek olan kişi çocuk olduğundan çocuğun yararının da bunu gerektirmesi aranmalıdır. Örneğin anneyle çocuğun soyadının farklı olması çocuğun toplumsal baskı ile karşılaşmasına neden oluyorsa, anneyle çocuğun farklı soyadı taşıması çocuğun manevi travma yaşamasına neden oluyorsa veya resmi işlemlerde güçlük çıkması çocuğun zor durumda kalmasına neden oluyorsa, babası çocuğu hiç arayıp sormuyor ve çocuk kendisi ile ilgilenmeyen babayla aynı soyadını taşımak istemiyorsa haklı nedenin olduğu kabul edilebilir. Bu durumlarda artık çocuğun soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesine karar verilebilir.
Çocuk üvey babasının soyadını alabilir mi? Annenin boşandıktan sonra yeniden evlenmesi mümkündür. Anne yeniden evlenince evlendiği kişinin soyadını alacaktır. Bu durumda anne ile çocuğun soyadı yine farklı olacaktır. Çocuğun soyadının farklı olması nedeniyle aileden dışlanmış hissetmesi söz konusuysa, babası ile ilişkisi yoksa ya da zayıfsa şartlara göre üvey babasının soyadını alması mümkündür, bu konuda yasal bir engel yoktur. Ancak mahkemenin bu konuda daha titiz davranması ve çocuğun üvey babasının soyadını alması talebini daha çekingen bir bakış açısıyla değerlendirmesi gerekmektedir.
Soyadı değişikliği ancak mahkeme kararı ile yapılabilir. Bu nedenle çocuğun soyadının değiştirilmesine ilişkin davayı yasal temsilcisi olarak annesi açacaktır. Ancak annenin çocuğun yasal temsilci olarak açtığı davada, çocuk ile anne arasında çıkar çatışması bulunması halinde çocuğa kayyım atanması gerekecektir.
Çocuk ergin olduktan sonra soyadının değiştirilmesi davasını tek başına açabilir.
Soyadı değişikliğine ilişkin dava, basit yargılama usulüne tabidir ve bu davada re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu davanın açılması için süre sınırı bulunmamaktadır, haklı sebep olduğu müddetçe davanın her zaman açılması mümkündür.
Ankaranın başarılı ve deneyimli boşanma avukatlarından olan Avukat Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi olarak bu yazımızda, boşanmadan sonra çocuğun soyadının değiştirilmesi konusu ele alınmıştır. Tarafların hak kaybına uğramaması ve bu zorlu süreci daha iyi atlatabilmeleri için eşler arasındaki uyuşmazlıkların alanında uzman avukatlarla birlikte gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada Ankara Boşanma Avukatı Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi bilgi ve tecrübesiyle hukuki sorunlarınızın çözümünde danışmanınız ve desteğiniz olacaktır.