
İçindekiler
EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI (ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK) NEDENİYLE BOŞANMA
1-Genel Olarak
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma, bir diğer adıyla şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma en sık karşılaşılan boşanma davası türü olup ülkemizde açılan boşanma davalarının % 90’ından fazlasını oluşturmaktadır.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 166. maddesinin bir ve ikinci fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir…”
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, genel boşanma nedenidir. Genel boşanma nedeni; belirli bir olgu ya da olaya dayanmayan, önceden belirlenmesi mümkün olmayan evlilik birliğini temelinden sarsan nitelikteki olgu ve olaylardan kaynaklanan her türlü durum için kabul edilmiş boşanma sebebidir.
Eşler arasında geçimsizlik yaratan olaylar çok çeşitli olabileceğinden, zamana, yere ve sosyal çevreye göre değişebileceğinden kanunda tek tek düzenlenmemiştir. Zira bir evliliğin hangi olaylarla veya hangi durumlarda temelinden sarsılacağını önceden belirlemek mümkün değildir. Bu nedenle genel boşanma sebeplerine ihtiyaç duyulmuştur. Ayrıca bir aile için katlanılamaz olan bir olayın başka bir aile için katlanılabilir olması da mümkündür. Bu nedenle eşler arasında evlilik birliğini sarsan olayların ne olduğunun belirlenmesi, kanunda düzenlenmesi, somutlaştırılması, sınırlandırılması mümkün değildir. Zira mutlaka düşünülemeyen, akla gelmeyen bir durum olacaktır.
Bu nedenlerle kanunda özel boşanma nedenlerinin yanında genel boşanma nedeni düzenlemiş ve evlilik birliğini temelinden sarsan olayların neler olacağını belirleme yetkisi her somut duruma, olaya, davaya göre hakime yani hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır.
Kanunda özel boşanma nedenleri arasında sayılmayan, önceden tespit edilmesi mümkün olmayan bir olay evliliğin temelinden sarsılması sonucunu doğurmuşsa ve bu olay nedeniyle ortak hayat çekilmez hal almışsa genel boşanma nedenine başvurulmalı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açılmalıdır.
Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus da evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunun özel boşanma nedenlerini de kapsadığıdır. Yani özel boşanma sebebi oluşturan bir olay aynı zamanda evlilik birliğinin temelden sarsılmasına da neden olur. Örneğin; zina TMK’da özel boşanma nedeni olarak kabul edilmiş bir durumdur ancak aynı zamanda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan bir olay da olduğu için istenirse bu nedene dayanılarak da boşanma davası açılabilir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, nispi bir boşanma nedenidir. Nispi boşanma nedeni; kanunda yer alan boşanma nedeni için belirlenen şartların gerçekleşmesinin tek başına yeterli olmayıp aynı zamanda bu durum nedeniyle ortak hayatın çekilmez hal alması gerektiği durumları ifade eder. Yani gerçekleşen olaylar nedeniyle eşlerin ortak hayatı devam ettirmelerinin kendilerinden beklenemeyecek olması gereklidir. Bu duruma çekilmezlik şartı denilmektedir.
Açılan her davada, önce evlilik birliğini sarsan olayın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilecek ve beraberinde evlilik birliğini sarsan olayın gerçekleştiği tespit edilse dahi somut durumda çekilmezlik şartının bulunup bulunmadığı da tespit edilecektir. Zira bazen boşanma nedeni olarak düşünülen bir olay bazı evlilikler için çekilmezlik sonucunu doğursa da bazı evlilikler için evliliğin çekilmez hal almasına neden olmaz. Yahut boşanma nedeni olarak düşünülen bir olay gerçekleşmiş olsa da eşler evliliklerine devam etmiş, evlilik birliği bozulmamış olabilir. Zira evlilik birliğini sarsıcı olaylar her evlilikte katlanılmazlık, çekilmezlik sonucu doğurmamaktadır. Bu nedenle çekilmezlik şartının gerçekleşip gerçekleşmediğini davaya bakan aile mahkemesi hakimi takdir ve tespit edecektir.
Boşanma davalarında aile mahkemesi hakiminin geniş bir takdir hakkı vardır. Ailenin toplumun temelini oluşturması nedeni ile boşanma davaları kamu düzenini ilgilendirir, tarafların dava üzerinde serbestçe hareket etme imkanı yoktur. Bu davalarda hakime düşen görev, evlilik birliğini mümkün olduğunca korumaktır. Ancak evliliğin devamında eşler ve çocuklar için fayda kalmamış, evliliğin devam etmesi toplumun huzur ve düzenini bozacak duruma gelmiş, evlilik sosyal ve ahlaki açıdan çökmüş ise boşanmaya karar verilmesi gerekmektedir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:
-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması
-Ortak hayatın çekilmez hal alması yani ortak hayatın devam etmesinin eşlerden beklenemeyecek hale gelmiş olması
Şimdi bu şartları ayrıntılı olarak ele alalım.
2- Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
a-Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedir?
Evlilik birliğini temelinden sarsan durumların/olayların çoğunu “geçimsizlik” ifadesi ile belirtmek mümkündür. Eşlerin aralarındaki geçimsizlik nedeniyle tekrar eş, aile hayatına dönme ihtimallerinin bulunmaması, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Yani tekrar eş hayatına dönmenin mümkün olmayacağı derecede eşler arasında şiddetli geçimsizlik var ise, aralarındaki karı-koca zihniyeti sona ermiş ise, birbirlerine olan sadakat ve bağlılık bilinci kaybolmuş ise, aralarında önemli boyutta duygu ve fikir ayrılıkları var ise evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilir.
Eşler arasında şiddetli ve ciddi bir geçimsizlik veya anlaşmazlık bulunmalıdır. Zira her geçimsizlik veya anlaşmazlık boşanma nedeni olarak kabul edilmemiştir. Her ailede olduğu gibi eşlerin arasında ufak tefek anlaşmazlıklar, tartışmalar ve bir anlık sinirden kaynaklı hareketler olması normaldir. Bu tür anlaşmazlıklar boşanma nedeni olacak nitelikte evlilik birliğini temelden sarsan olaylar değildir. Zira evliliğin iyi günde kötü günde, mutlulukta üzüntüde paylaşılan bir yaşam ortaklığı olduğu unutulmamalı, eşlerin birbirlerine daha toleranslı ve duyarlı olması gerektiği hatırlanmalıdır.
Ancak yaşanan anlaşmazlık, tartışma veya olayların boyutu evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olmuş ise, eşlerde evliliğin devamı konusunda ruh ve istek kalmamış ise, evliliğin devam ettirilmesinde imkan ve umut yok olmuş ise boşanmaya karar verilmesi uygun olacaktır. Hakim açılan davada geçimsizliğin şiddetini ve ciddiyetini tespit edecek, bunu yaparken de vicdani kanaatine, içtihatlara ve yargısal karara göre karar verecektir. Bu konuda hakimin geniş bir takdir hakkı vardır.
Davacı eş, açtığı boşanma davasında evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olayları, aralarındaki şiddetli geçimsizliği, evliliğin devamını beklemenin imkansız olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Aile mahkemesi hakimi, ileri sürülen, ortaya konan, ispatlanan maddi olgu ve olayları saptayıp evlilik birliğini temelinden sarsılıp sarsılmadığını değerlendirirken eşlerin maddi-manevi durumlarını, sosyal çevre ve durumlarını, mizaçlarını, inançlarını, düşünce tarzlarını, eğitim seviyelerini, mesleklerini, yaşadıkları çevre gibi durumları göz önünde bulunduracaktır.
Zira yaşanan olay veya meydana gelen olgunun eşlerde yarattığı etki, onların karakter, eğitim ve hayat anlayışına göre değişiklik gösterecektir. Yaşanan bir olay eşlerden biri için evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni oluşturabilirken, diğer eş için aynı sonuca neden olmayabilir. Hatta her olay her ailede aynı etkiyi göstermeyecektir.
Hakim açılan her davayı, her somut olayı kendi içinde değerlendirecek, yaşanan olayların, şiddetli geçimsizlik iddiasının derecesini takdir ve tespit edecektir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan hareketleri davalı eşin iradi olarak bilerek ve isteyerek yapması gerekir. Eğer davalı eşin söz ve davranışları iradi değilse kendisine kusur yüklenmesi mümkün olmayacak ve bu nedenle şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı açılan boşanma davasında boşanmaya karar verilemeyecektir. Örneğin; akıl hastalarının davranışları iradi olmadığından akıl hastası eşe karşı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılamaz.
b-Ortak Hayatın Çekilmez Hal Alması
Boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olayın gerçekleşmesi tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olay nedeniyle ortak hayatın çekilmez hal alması, eşlerden evlilik birliğini devam ettirmelerini beklemenin imkansız olması gerekmektedir. Bu şarta çekilmezlik şartı denilmektedir. Çekilmezlik şartının gerçekleşip gerçekleşmediğini hakim takdir ve tespit edecektir.
Ortak hayatın çekilmez hal alması, subjektif bir unsurdur. Zira katlanabilme kabiliyeti denilen bu husus kişiden kişiye göre değişecektir.
Davaya bakan hakim, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olgu ve olayların eşler için ortak hayatın çekilmez hal almasına neden olup olmadığını belirleyecektir. Bunu belirlerken de yine eşlerin maddi-manevi durumlarını, sosyal çevre ve durumlarını, mizaçlarını, inançlarını, düşünce tarzlarını, eğitim seviyelerini, mesleklerini, yaşadıkları çevre gibi durumları göz önünde bulunduracaktır.
Zira evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olayın ortak hayatın çekilmez hal almasına neden olup olmadığı, olayın eşlerde yarattığı etki, onların karakter, eğitim ve hayat anlayışına göre değişiklik gösterecektir. Yaşanan bir olay eşlerden biri için evliliğin çekilmez hal almasına neden olurken, diğer eş için aynı sonuca neden olmayabilir. Hatta her olay her ailede aynı etkiyi göstermeyecektir.
Hatta evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak bir olay bazen evliliğin çekilmez hal almasına neden olmayabilir veya eşler evlilik birliğini korumuş, evliliklerine devam etmiş olabilirler. Zira evlilik birliğini sarsıcı olayların her evlilikte katlanılmaz duruma neden olduğu söylenemez.
3- İspat
Davacı eş, dava dilekçesinde şiddetli geçimsizliğe neden olan olayları, maddi vakıaları tek tek belirtmek zorundadır. Davacı, belirttiği bu olaylar sebebiyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığını ve bu nedenle ortak hayatın çekilmez hal aldığını ispat edecektir.
Ayrıca davacı iddia ettiği bu sebeplerin boşanma davasının açıldığı sırada mevcut olduğunu ispatlamalıdır. Zira hakim, boşanma davasının açıldığı tarihe kadar gerçekleşen olaylara göre karar verecektir. Boşanma davası açıldıktan sonra meydana gelen yeni olaylar eldeki davaya etki etmeyecektir, başka davanın konusunu oluşturacaktır.

Ankaranın başarılı ve deneyimli boşanma avukatlarından olan Avukat Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi olarak bu yazımızda, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) nedeniyle boşanma ele alınmıştır. Boşanma davaları arasında en çok karşılaşılan boşanma türü evlilik birliğinin temelinden sarsılması, bir diğer adıyla şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmadır. Tarafların hak kaybına uğramaması ve bu zorlu süreci daha iyi atlatabilmeleri için eşler arasındaki uyuşmazlıkların alanında uzman avukatlarla birlikte gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada Ankara Boşanma Avukatı Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi bilgi ve tecrübesiyle hukuki sorunlarınızın çözümünde danışmanınız ve desteğiniz olacaktır.