Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedenine Dayalı Boşanma Davası (TMK 162)
TMK Madde 162 – Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Bu madde metninde düzenlenen 3 mutlak boşanma nedeni sıralanacak olursa;
- Eşin hayatına kastedilmesi
Eşin eşe karşı gerçekten hayatı kast etmek, öldürme kastı ile davranması mutlak boşanma nedenidir. Öldürme kastı, eylemi sabit olmalıdır. Mutlak bir boşanma nedeni olup, öldürme kastı ile davranıldığının ispatlanması halinde hakimlik makamı mutlak olarak boşanmaya karar verecektir.
- Eşe pek kötü davranılması
Eşin, diğer eşe karşı bedensel ve ruhsal sağlığına yönelik, zarar verme ağırlığına sahip, kasıtlı ve kusurlu davranışları pek kötü davranış olarak nitelendirilmektedir. Yasada tanımlanan Pek Kötü Davranışın kapsamı çok geniştir. Darp, hakaret, tehdit, kişisel özgürlüklerin sınırlanması, eve hapsetme, cinsel şiddet vb gibi farklı tezahür edebilecek şiddet eylemleri pek kötü davranış olarak vasıflandırılmaktadır. Eşin kusurlu fiil ve davranışlarının ağırlığı ve bu madde kapsamına girip girmediği her olayda hakim tarafından değerlendirilecektir. Pek Kötü Davranışın ispatlanması halinde hakimlik makamı mutlak olarak boşanmaya karar vermekle yükümlüdür.
- Eşe ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması
Eşe karşı diğer eşin ağır derecede onurunu kırıcı, şerefini ve haysiyetini zedeleyici davranış ve söylemleridir. Örneğin ağır hakaret, küfür, aşağılayıcı söz ve davranışlar, aile mahremiyetinin yayma, evden kovma, iftira gibi fiil ve söylemler şiddetine göre bu nevidendir. Onur kırıcı davranışın ağır nitelikte olması, neticesinde de eşin ağır şekilde kırılması, itibarının zedelenmesi söz konusu olmalıdır. Burada da eşin kusurlu fiil ve davranışlarının ağır derecede onur kırıcı davranış olup olmadığı her olayda hakim tarafından takdir edilecektir.
Yasa koyucu TMK 162. maddesinde pek çok boşanma nedenini bir arada düzenlemiştir. Aslında aynı madde içerisinde düzenlenen bu sebepler, zaman zaman iç içe geçmiş halde ya da tek bir fiilde beraber meydana gelebilmektedir.
Unutulmamalıdır ki olayın gerçekleşmesinin/öğrenilmesinin üzerinden altı ay geçmekle veya her halde beş yıl geçmekle bu olaya ve yasada karşılık geldiği sebebe dayanarak boşanma davası açılması mümkün olmayacak, hak düşümü gerçekleşecektir. Bu sürelerin dolup dolmadığı hakim tarafından re’sen gözetilecektir.
Eşinin bu nevi fiil ve söylemlerine maruz kalan kişinin, sonrasında eşini affetmesi halinde, hak düşüm süresi dolmamış olsa bile affedilen fiillere dayalı olarak açtığı dava af nedeni ile reddedilecektir. Bunun için davada affın gerçekleştiğinin karşı yanca ispat edilmesi gerekmektedir. Boşanmada af ve sonuçlarına dair ayrıntılı bilgi almak üzere sitemizde İlgili Konular başlığı altında yer alan BOŞANMADA AF SAYILAN HALLER başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.