
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/4018 E. , 2021/6023 K.
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
-Yargıtay Onamasından Geçerek Kesinleşen Bağımsız Tedbir Nafakası Davasında Kadının Ayrı Yaşamakta Haklı Olduğu Belirlendiğinden Kadının Evden Ayrılması Aleyhine Değerlendirilemez.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, 23.01.2019 tarihli kararla davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı- karşı davacı kadının hafif kusurlu olduğuna, tarafların davalarının kabulüne, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına maddi tazminata hükmedilmiş, kadının manevi tazminat talebi ise reddedilmiştir. Hükmün davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddi tazminat, nafakaların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevi tazminatın reddi, maddi tazminatın ve nafakaların miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, kadın yararına 5.000,00 TL manevi tazminata, ortak çocuk boşanma kararı kesinleşmeden ergin olduğundan iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. Anılan karar taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama sonucu ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadına “Kocasının rahatsızlığı başladıktan sonra evi terk ettiği, üç yıldır ayrı oldukları, ayrı oldukları süreçte davalı-karşı davacı kadının barışma tekliflerine karşı da olumsuz yanıt verdiği” vakıaları kusur olarak yüklenmişse de; Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen bağımsız tedbir nafakasına ilişkin hükmün gerekçesinde kadına bu vakıaların kusur olarak yüklenmediği, kesinleşen tedbir nafakası karar gerekçesi uyarınca da kadın ayrı yaşamada haklı olduğu için ortak ikametten ayrılmasının kadın aleyhine değerlendirilemeyeceği, bağımsız tedbir nafakası davasının açılmasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığının da kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü ile davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın İsmail’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Hatice’ye geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.14.09.2021