
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/7366 E. , 2019/11496 K.
– Velayetin Tedbiren Düzenlenmesine İlişkin Dava Çekişmesiz Yargı İşidir, Temyiz Edilemez.
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tedbiren Velayetin Düzenlenmesi – Tedbir Nafakası
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, dava dilekçesi ile ortak çocuklar … ve …’nın tedbiren velayetlerinin kendisine verilmesi ve çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince dava kabul edilerek çocukların tedbiren velayetleri davacı anneye verilmiş, davalı baba ile kişisel ilişki kurulmuş, çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş, davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince 28.05.2019 tarih, 2018/1360 esas ve 2019/1014 karar sayılı kararla davalının tedbir nafakasına ve velayete yönelik istinaf talepleri esastan reddedilmiş, kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebi kısmen kabul edilmiş, ortak çocuk … ile davalı baba arasındaki kişisel ilişki kaldırılarak tekrar düzenlenmiş ve velayet ile nafaka yönünden kesin, kişisel ilişki yönünden temyiz yolu açık olarak karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Velayetin tedbiren düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç). Kişisel ilişkinin düzenlenmesine yönelik açılan davalar ise, bağımsız olarak açılırsa bu davalarda verilen kararlara karşı temyiz yolu açıktır. Somut olayda; davalı ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki, velayetin tedbiren düzenlenmesi davası sonucu kurulmuş olup açılan davanın ferisi niteliğindedir. Bu nedenle davalı ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki yönünden de karar kesin olup bu karara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. Açıklanan sebeple davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 25.11.2019 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi, çekişmesiz yargı işleri arasında [HMK m.382-(2)-b)-13)] sayılmasına karşın, kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler, çekişmesiz yargı işleri (HMK m.382) arasında sayılmamıştır.
Diğer yandan velayete ilişkin dava ve işler, basit yargılama usulüne tabi işler [HMK m. 316-(1)-ç)] arasında sayılırken, kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler, basit yargılama işleri (HMK m.316) arasında da gösterilmemiştir (Dairemizin 05.05.2015 gün ve 2014/26409 E. – 2015/9454 K. kararı emsal niteliktedir). Görülüyor ki kanun koyucu velayet davasına ilişkin dava ve işler ile kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işleri usul açısından birbirinden ayrı tutmuştur.
HMK’nin 362. maddesine göre çekişmesiz yargı işleri temyiz edilemez [HMK m.362-(1)-ç)]. Kanun velayet davalarını da çekişmesiz işlerinden saymakla bu davalara temyiz yolu kapıtılmıştır.
HMK’nin 362. maddesinde belirtilen temyiz edilmeyen kararlar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler ise yer almamaktadır. Dolayısıyla kişiel ilişki düzenlenmesine ilişkin kararlar temyiz edilebilir.
Somut olayda, gerek ilk derece mahkemesinin kararında, gerekse bölge adliye mahkemesinin kararında kişisel ilişki düzenlenmesi ile ilgili hükümler bulunmaktadır. Bölge adliye mahkemesi kararı bu yönüyle de temyiz edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararında, yasal düzenlemeye uygun olarak hükümün velayet yönünden kesin, kişisel ilişki düzenlenmesi yönünden ise temyiz yolunun açık olduğu açıkça belirtilmiştir.
Kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler kamu düzenine ilişkindir. Çünkü kişisel ilişki kararları çocuğun üstün yararını yakından ilgilendirmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi bu tür kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğuna ilişkin yasal bir dayanak da bulunmamaktadır.
Kanun koyucunun kişisel ilişki ile velayete ilişkin dava ve işleri birbirinden ayrı usullere tabi tutması da dikkate alındığında, kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin hükümleri velayetin eki netliğinde sayarak ya da bu konuda ancak bağımsız bir dava açıldığında temyiz yolunun açık olabileceği kabul edilerek, kişisel ilişki ile ilgili hükümlere temyiz yolunu kapatmak, adil yargılamanın bir unsuru olan mahkemeye erişim hakkına (T.C Anayasası m.36, AİHS m.6) yasal olmayan bir müdahale niteliğinde olur.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince, temyiz edilen hüküm ile ilgili kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin bölüm yönünden temyiz incelenmesi yapılması gerektiğini düşündüğümden, temyiz dilekçesinin tümüyle reddine yönelik sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.