
İçindekiler
ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ NASIL OLMALI?
Anlaşmalı boşanma (Bknz: Tüm Yönleriyle Anlaşmalı Boşanma), eşlerin aralarında belirledikleri şartlar çerçevesinde hızlı bir şekilde mümkün olduğunca yıpranmadan boşanmasını sağlayan bir dava türüdür. Türk Medeni Kanunu (TMK), belirlenen şartlar altında eşlerin anlaşmalı boşanma yoluyla evliliklerini sona erdirebileceklerini düzenlemiştir. Anlaşmalı boşanma şartlarının neler olduğuna ilişkin yazımıza bu linkten ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda ise anlaşmalı boşanma protokolünde bulunması gerekenler nelerdir? sorusunun cevabına ve protokol düzenlenirken dikkat edilmesi gereken hususlara yer verilmiştir.
1-Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Yer Alması Gereken Hususlar Nelerdir?
Aşağıdaki hususların anlaşmalı boşanma protokolünde yer alması zorunludur:
-Tarafların boşanma yönündeki irade beyanları
-18 yaşından küçük ortak çocukların velayetinin kime bırakılacağı (Bknz: Velayet Nedir? ) (Çocukların velayetinin anneye mi babaya mı bırakılacağı açık biçimde belirtilmelidir.)(18 yaşının dolduran kişiler reşit sayıldığı için 18 yaşından büyük ortak çocukların velayeti söz konusu olmaz.)
-Ortak çocukların velayet kendisine bırakılmayan eş ile kişisel ilişki düzenlemesi ( Bknz: Çocuk İle Kişisel İlişki Kurulması ) (Velayet kendisine bırakılmayan anne veya babanın çocukları ile hangi gün ve saatlerde görüşeceğine ilişkin düzenleme yapılmalıdır.)
-Ortak çocuklar için iştirak nafakası ve miktarı (Velayet kendisine bırakılmayan anne veya babanın, çocukların eğitim, sağlık ve bakım giderlerine katkıda bulunmak için velayet kendisine bırakılan eşe ödediği miktardır.)
– Eşler için maddi-manevi tazminat ve miktarı ( Bknz: Boşanma Davasında Maddi Tazminat ) (TMK’nun 174. maddesinde düzenlenen boşanmanın eki niteliğindeki maddi ve manevi tazminata ilişkindir.)
-TMK’nun 175. maddesinde düzenlenen eşler için yoksulluk nafakası ve miktarı (Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bir eşin, diğer eşe ödeyeceği nafakaya ilişkindir.)
Tarafların yukarıda belirtilen hususlar konusunda anlaşma sağlamaları ve düzenleme yapmaları gereklidir. Belirtilen konularda taraflar anlaşma sağlayamazsa anlaşmalı boşanma mümkün olmayacaktır. Örneğin; eşler çocukların velayetinin kime bırakılacağı konusunda anlaşamazlarsa anlaşmalı boşanma koşulları oluşmaz.
Yukarıda belirtilen hususlar dışında tarafların anlaşmalarına göre başka konuları da anlaşmalı boşanma protokolüne dahil etmeleri mümkündür. Örneğin; taraflar arasındaki mal paylaşımı, eşya paylaşımı, ziynet alacağı, yargılama giderleri, boşanma sonrası kadının erkeğin soyadını kullanmaya devam etmesi gibi. Özellikle ev, araba gibi malların ne şekilde paylaşılacağı boşanmaya karar veren eşlerin akıllarını kurcalayan bir konudur. Mal paylaşımına ilişkin taleplerin anlaşmalı boşanma protokolüne dahil edilmesi zorunla değildir, sonradan da talep edilebilir. Ancak zorunlu olmasa da eşlerin boşanmadan sonra yeni taleplerle/ davalarla karşılaşmalarının önüne geçilmesi için ilgili hususlara da anlaşmalı boşanma protokolünde yer verilmesi tavsiye edilmektedir.
Mal paylaşımı davası açmak için zamanaşımı süresi 10 yıl olup, boşanmaya dair kararın kesinleşmesini takip eden 10 yıllık süre dolmadan bu davanın açılması gerekmektedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2015/22210 E. 2017/17561 K. sayılı 26.12.2017 tarihli kararında da ilgili konuya değinilmiştir. Karara göre “…TMK. 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur…”
Anlaşmalı boşanma protokolünün şartları kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya imkansız olamaz. Örneğin; eşler boşandıktan sonra kadının yeniden evlenmeyeceğine ilişkin bir madde konulamaz. Ya da velayeti anneye verilen çocuğun baba ile hiçbir şekilde görüşmeyeceğine ilişkin bir düzenleme protokolde yer alamaz.
Hakimin taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü uygun bulması boşanmaya karar verebilmesi için şarttır, bu husus kamu düzeninden sayılmıştır. Hakim protokolü özellikle eşlerin ve çocukların menfaatleri yönünden denetleyecektir. Protokolde kanuna aykırılık varsa, protokolün şartları bir taraf için mali açıdan sömürülmeye yol açıyorsa, protokolde yer alan hükümler belirsiz ise hakim protokolü onaylamayacaktır. Hakim uygun bulacağı değişikliklerin yapılmasını isteyebilir. Hakim protokoldeki uygun bulmadığı hususları gidermek için eşlere protokolde değişiklik yapmaları için süre verir, hakim tarafların yerine geçerek bizzat değişiklik yapmaz. Hakim protokolde değişiklik yapmayı uygun görüyorsa tarafların bu değişikliği kabul etmesi gerekir, bu değişiklikleri taraflar kabul ederse anlaşmalı boşanmaya karar verilir, taraflar değişiklikleri kabul etmezse anlaşmalı boşanmaya karar verilmez.
Anlaşmalı boşanma protokolünün sadece hakim tarafından onaylanması yeterli olmayıp anlaşma hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerekmektedir. Tarafların anlaştıkları konuların infazda karışıklık yaratmayacak şekilde açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Onaylanmayan ve böylece boşanma kararının eki haline gelmeyen protokol yok hükmündedir.
2- Anlaşmalı Boşanma Protokolünden Vazgeçmek Mümkün mü?
Mahkemenin verdiği anlaşmalı boşanmaya ilişkin karardan dönülmesi mümkün müdür? Anlaşmalı boşanma protokolünden sonradan vazgeçilebilir mi? Tarafların üzerinde anlaşarak imzaladıkları ve kabul ettikleri anlaşmalı boşanma protokolünden mahkeme tarafından verilen karar kesinleşinceye kadar dönmeleri mümkündür. Anlaşmalı boşanma yönünde verilen kararın kesinleşmesine kadar davalı kabul beyanından dönebilir. Ya da davacının anlaşmalı boşanma iradesinden dönerek davayı çekişmeli boşanma davasına çevirmesi de mümkündür. Zira bu durumda anlaşmalı boşanma koşullarının varlığı ortadan kalkmıştır. Taraflardan biri anlaşmadan dönme iradesi ile istinaf yoluna başvurabilir. Benzer şekilde karar kesinleşinceye kadar davacının davadan feragat etmesi veya tarafların barışma iradelerini açıklamaları mümkün olup bu durumda davanın reddi gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolünde eş nafaka istemediğini belirtmiş ise sonradan nafaka talep edilebilir mi? Ya da protokole göre maddi/manevi tazminat istemeyen eş sonradan tazminat isteyebilir mi? ( Bknz: Nafakanın Özellikleri ) Anlaşmalı boşanma protokolünde nafaka, maddi tazminat veya manevi tazminat istemeyen, bu hakkından feragat eden eş, karar kesinleştiği takdirde, sonradan nafaka maddi-manevi tazminat talep edemez. Aksi düşüncenin kabulü; bir eşin, diğer eşi boşanmaya ikna etmek için nafaka tazminat istemediğini belirtmesi ve boşanma kararını elde ettikten sonra nafaka ve tazminat istemesi sonucunu doğurur ki bu durum hakkın kötüye kullanılmasıdır, kanun koyucu hakkın kötüye kullanılmasına izin vermez. Ancak her olay ve durumun özelliğine göre değerlendirme yapılmalıdır.
Anlaşmalı boşanma davasında karara bağlanan hususlar hakkında yeniden dava açılamaz ve talepte bulunulamaz. Zira ortada aynı konu hakkında verilmiş kesin hüküm bulunmaktadır. Ancak taraflar nafaka tazminat gibi haklarını taleplerini saklı tutmuşlarsa ileride yeniden bunları talep edebilir, dava edebilirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus; bu durumda anlaşmalı boşanmanın söz konusu olmayacağıdır. Zira zorunlu konular üzerinde taraflar anlaşmadığından aralarında çekişmenin devam ettiği kabul edilir.
Benzer şekilde; anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan veya duruşmada söylenen “hiçbir mal talebim yoktur’’ ifadesi sonradan açılacak mal rejimi davasına engel olur. Bu şekilde beyanda bulunan taraf boşanma davası sonuçlandıktan sonra mal paylaşımı davası açma hakkını kaybeder. Bu nedenle tarafların beyanlarının doğru biçimde düzenlenmesi gerekir.
Ancak sonradan nafaka istenememesi durumu çocuklar için geçerli değildir. Velayet kendisine bırakılması kararlaştırılan eşin, anlaşma protokolünde ortak çocuk için iştirak nafakası istemediği ve/veya iştirak nafakası talebinden feragat ettiği belirtmiş olsa dahi, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra çocuk için iştirak nafakası istenmesi mümkündür. ( Bknz: Çocuğun Bakım Ve Eğitim Giderlerinin Karşılanması ) TMK’nun 182. maddesine göre “…Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır…” Çocuğun eğitim, öğrenim, sağlık gibi haklarının veli beyanı ile kısıtlanması söz konusu olmayacaktır. Sonuç olarak anlaşmalı boşanma sırasında çocuk için iştirak nafakası istenmemiş olsa da sonradan talep edilmesi mümkündür.
Boşanmaya dayalı sonuçlar oldukça önemlidir. Anlaşmalı boşanma protokolündeki hususlar tarafların boşanma sonrası geri kalan ömürlerinde hayatlarını şekillendirecektir. Tarafların hak kaybına uğramaması için alanında uzman avukatlarla birlikte anlaşmalı boşanmanın gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Ankaranın başarılı ve deneyimli boşanma avukatlarından olan Avukat Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi olarak bu yazımızda, anlaşmalı boşanma protokolü nasıl olmalı konusunu ele almıştır. En sık karşılaşılan boşanma davalarından birisi de anlaşmalı boşanma davasıdır. Ancak boşanma sonrası eşlerin hayatını şekillendirecek anlaşmalı boşanma protokolünün dikkatlice hazırlanması gerekmektedir. Tarafların hak kaybına uğramaması ve bu zorlu süreci daha iyi atlatabilmeleri için eşler arasındaki uyuşmazlıkların alanında uzman avukatlarla birlikte gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada Ankara Boşanma Avukatı Esra Demirel ve Demirel Hukuk Ofisi bilgi ve tecrübesiyle hukuki sorunlarınızın çözümünde danışmanınız ve desteğiniz olacaktır.