
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/3847 E. , 2016/7298 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
-Boşanma Kararından Sonra Açılan Yoksulluk Nafakası İstemli Davada Kadının Başka Bir Erkekle Evliymiş Gibi Yaşadığı Anlaşıldığından Yoksulluk Nafakası Talebinin Reddine Karar Verilmelidir.
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma kararı ile ilgili müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığını, talepleri alınmadan karar verildiğini, davalının müvekkiline ait ziynet eşyalarını aldığını, davalının başka bir kadınla yaşamaya başladığını; müvekkilinin herhangi bir geliri olmadığını, davalının ise maddi durumunun iyi olduğunu belirterek; aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacının boşanmadan haberdar olduğunu, nikahsız olarak başka biri ile yaşadığını ve çocuğu olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; boşanmada davalının tek kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına ve nafakanın gelecek yıllarda … oranında arttırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalının temyiz itirazları yönünden ise;
Dava; davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175.maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir” hükmü yer almaktadır.Anılan madde ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir.
TMK’nın 176/3 maddesine göre ise; “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.”
Somut olayda; … 1. Aile Mahkemesinin 2012/867 Esas ve 2013/727 Karar sayılı ilam ile 10.09.2013 tarihinde davalının (eldeki davada davacı) evi terk edip gitmesi ve bir başka erkekle birlikte yaşaması sebebiyle şiddetli geçimsizlik bulunduğu, evliliklerinin temelinden sarsıldığı, evliliklerinin korunmasında bir yarar kalmadığı belirlenmekle M.K.’nun 166/1 maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve karar 25.10.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Ayrıca, davacıya ait nüfus kayıt örneğinde; davacının çocuğu olan…’in 07.04.2015 tarihli tanıma senedi ile dava dışı … adlı babası tarafından tanındığı anlaşılmaktadır.
Öyle ise, mahkemece; somut olayda, TMK.’nun 175 maddesinde ifadesini bulan “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak” koşulunun gerçekleşmediği ve TMK.’nun 176/3 maddesinde ifadesini bulan ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasını sağlayan “evlilik dışı birlikte yaşama “olgusunun somut olayda mevcudiyeti gözetilip; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.